“Hayal gücü bilgiden daha değerlidir.” (Albert Einstein)
Çocuklar doğumlarından itibaren farklı şekillerde, farklı nesnelerle oyun kurar, gerçek hayatla ‘oyun’ aracılığıyla iletişim kurmaya çalışırlar. Oyun, çocuğun yaşamının vazgeçilemez bir parçasıdır. Oyun oynamak çocukları bedensel, duygusal, sosyal ve zihinsel olarak geliştirir.
Oyun, çocuğun yaratıcılığını en özgür şekilde ortaya koyduğu ortamdır. Çocuk, oyun sayesinde kendini tanımaya başlar, kendi güçlerini sınayarak bazı alanlarda girişimlerde bulunmaya doğru yol alır (Yavuzer, 1999)
Oyun oynamak bazı durumlarda çok yoğun dikkat gerektirir. Oyun özgür ve rahat bir ortam, deney ve araştırma içerir. Zihni ve bedeni çalıştırır. Oyun farklı kişilerle (çocuklarla) sosyal kaynaşmayı sağlar. Her zaman kişinin (çocuğun) ilgisini çeken ve beyni uyaran bir araçtır. Oyunda çocuk mutluluk ve heyecan duyar.
Oyun yaratmak ve kurmak, yaratıcılığı, özgüveni, empati duygusunu geliştirir. Oyunda çocuk kurallara uymayı, paylaşmayı, hoşgörüyü, problemlere çözüm getirmeyi, belli bir disiplin içinde düşünmeyi, toplumsal rolleri, araştırmayı, uzlaşmayı, sorumluluk almayı, kendini ifade etmeyi, karar vermeyi ve sonuçlarına katlanmayı öğrenir.
Çocukların oyun oynarken öğrenme kapasiteleri daha yüksektir ve bu nedenle, eğitim programlarında ve okul müfredatlarında oyunun önemi giderek artmaktadır. Çünkü oyunlar çocuklar için öğrenmeyi eğlenceli ve ilgi çekici hale getirmesine yardımcı olur. Bu da çocukların öğrenme sürecine daha olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmalarını sağlar.
OYUN ÇOCUĞU HAYATA HAZIRLAR!
Araştırmalar sonucunda oyunun birçok özelliğiyle, çocukların gelişimlerine katkıda bulunduğu belirlenmiştir. Bunlar;
1. Oyun kurallı bir eylemdir ve bu kurallara uygun olarak oynanmak zorundadır. Oyun sırasında çocuklar, kurallar koyarlar ve duygularını oyun içerisinde kurallara uygun olarak açıklar, başkalarının haklarına saygı gösterirler. Bu da çocukları sosyal kurallara uymaları konusunda hayata hazırlar. Ayni zamanda kurallara uyulmadığı takdirde neler olabileceğini yasayarak öğrenirler.
2. Oyunlar oynanıp bitirildikten sonra aynı şekilde yeniden oynanır. Çocuklar aynı oyunu sıkılmadan defalarca oynayabilirler. Bu sayede çocuklar, hayatlarında birçok şeye aynı hevesle başlayabilmeyi öğrenirler.
3. Çocuklar oyunla ‘mekân’ tercih etmeyi öğrenir. Çocuklar oyunun yapısına göre tercih yaparken, tercihleri konusunda bilgiler edinmeyi, şartları değerlendirmeyi ve yaratıcı fikirler üretmeyi öğrenirler.
4. Oyunda rekabet vardır. Oyunlarda çocuk başarılı olmak için çaba harcar. Başarılı olan sevinci, kaybeden ise üzüntüyü deneyimler. Kaybeden çocuk, bir sonraki sefere kazanmak için kendini motive eder ve bu amaç doğrultusunda çaba harcar. Bu rekabet ortamı, onları hayattaki mücadeleleri için hazırlamaktadır.
5. Her oyunda bir ritim ve uyum söz konusudur. Oyun başlar ve gittikçe hız kazanır. Bu iniş ve çıkışlar oyuna bir ritim katar. Bu ritim sayesinde çocuk, hızlı düşünmeyi, düşüncelerini hareketlerine yansıtmayı öğrenir. Bu, da beden ile zihin arasında bir uyum oluşturur.
Oyun çocuklar için sadece eğlenceli vakit geçirmek değil, aynı zamanda öğrenmek, gelişmek demek! “Oyunlar en neşeli araştırma biçimidir.” (Albert Einstein)
OYUNUN GELİŞİM ALANLARINA ETKİSİ
Çocuklar için yaşamı öğrenme aracı olan oyun, çocuğun fiziksel, psiko-motor, duygusal, sosyal, zihinsel ve dil gelişimlerinde çok büyük öneme sahiptir. Oyun oynamayan çocuğun bedensel, zihinsel ve ruhsal yönden sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değildir.
- FİZİKSEL GELİŞİM VE OYUN
Oyun, çocuğun kas gelişimi, güneş ve temiz havadan yararlanması ve terleme yolu ile bedendeki zehirli atıkların atılması, çocukta biriken enerjinin boşaltılması gibi çocuğun fiziksel gelişimini çeşitli yollardan etkiler. Çocuğun beyin ve fiziksel gelişiminde etkili olan oyunlar, duyuların ve kas sistemlerinin gelişimine ve kontrolüne katkıda bulunur.
Çocuğun koşma, atlama, sıçrama, sürünme gibi fiziksel güç gerektiren oyunlar oynaması büyük kas motor gelişimini desteklerken, aynı zamanda dolaşım, solunum, sindirim ve boşaltım sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlar. Aynı zamanda oksijen alımı, kan dolaşımı ve dokuların besin taşımasını artırır.
Oyun sırasında çocuğun bazı hareketleri sürekli tekrarlaması performansını kolaylaştırır ve kendine olan güvenini olumlu yönde etkiler. Hareketli oyunlar, çocukların aşırı ve hızlı kilo almasını önlemesi ve teknolojik araçlara bağımlı hale gelmesini engellemesi açısından da önemlidir. Hareketli oyunlar, çocuğun çevresini, yaşadığı dünyayı tanımasını ve keşfetmesini sağlar. (Durualp ve Aral, 2014).
Çocuk doğadaki canlı cansız tüm nesnelerin özelliklerini tanıma fırsatı bulurken, denge, hacim, ağırlık gibi pek çok kavramı doğal bir şekilde öğrenir. Çocukta biriken enerjinin harcanması ise çocuğun nörotik, içe dönük ve alıngan bir yapıya sahip olmasını engeller. Ayrıca oyun yolu ile çocuk dinlenir, sağlık ve temizlik alışkanlıkları kazanabilir.
Çocukların enerjilerini harcamak için fiziksel-hareketli oyunlara gereksinim duyduğu, bu tür oyunlar sayesinde çocukların daha iyi uyuduğu ve yemek yediği, sonuç olarak sağlıklı büyüme ve gelişme gösterdikleri bilinmektedir (Tuğrul, 2014).
- DUYGUSAL GELİŞİM VE OYUN
Oyun çocuğun ruh sağlığı açısından büyük önem taşır ve duygusal ilişkilerin başlatılması için en uygun ortamları hazırlar. Mutluluk, sevinç, acı, korku, kaygı, dostluk, düşmanlık, kin, nefret, sevgi, sevme, sevilme, güven duyma, bağımlılık, bağımsızlık, ayrılık, ölüm gibi pek çok duygusal tepkiyi çocuk oyun yoluyla öğrenir.
Yaşamında gözlediği anne, baba, öğretmen gibi birden fazla rol üstlenen bireylerin birbirleri ile duygusal ilişkilerini ve tepkilerini oyunda yaşayabilir ve kendi ailesinde gözlemlediği anne ile çocuk arasındaki duygusal ilişkiyi oyunda ortaya koyabilir.
Duygusal gelişimde oyun çocuğa; duygusal tepkileri denetim altına almayı, çevredeki büyüklerin sürekli ilgisini beklemekten kurtulmayı (benmerkezcilik), duygusal sorunlarını ortaya koymayı, sevinç, mutluluk, hoşlanma gibi duyguları hissetmeyi, kendine güveni ve estetik duyguları geliştirmeyi öğretir ve sevgi gereksinimini sağlar.
Çocuk korku ve kaygı gibi olumsuz duygularını oyunda dramatize etme fırsatı bulur ve duygularını anlama ve ifade etme kolaylaşır. Oyun yolu ile diğer bireylerle olan iletişim becerilerinden keyif alır, yaşamda uyulması gereken kuralları öğrenir ve saldırganlığı kontrol altına alma becerisi geliştirir. Çocukların iç dünyasındaki olumlu ve olumsuz gelişmeleri bilmek ve olumlu hale getirebilmek için yönlendirmek oyunla mümkündür (Durualp ve Aral, 2014).
- SOSYAL GELİŞİM VE OYUN
Çocuklar, oyun yoluyla düşünceler, duygular ve ilişkilerde beceri ve kontrol kazanmayı öğrenirler. Çocuk, sırasını beklemek, paylaşmak, başkalarının haklarına saygı duymak, hakkına ve eşyasına sahip çıkmak, sınırlamalara saygı duymak, düzen ve temizlik alışkanlıkları edinmek, söylenenleri dinlemek, kendini ifade edebilmek gibi toplum kuralları ve gereklerini en kolay ve zararsız biçimde oyun sırasında öğrenir.
Çocukların duygusal çatışmaları çözmelerine, dünya hakkında çeşitli hipotezler geliştirip onları test etmelerine, toplumdaki çeşitli sosyal rolleri ve statüleri keşfetmelerine ve akranları ile iyi ilişkiler kurmaya yarayacak sosyal becerileri geliştirmelerine yardımcı olur. Çocuklar oyun oynarken sosyal ortamlarla karşılaşmakta ve bu ortamlarda işbirliği yapmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı ve sosyal sorunları uygun yolla çözmeyi öğrenir. Bu sosyal beceriler çocuklara sosyal çalışmalara tepkide bulunmada, olaylara başkalarının bakış açısından bakmada, vicdanı oluşturmada ve değerlendirmeler yapmada, arkadaşlık kurmada, hoşgörülü olmada, kendine güvenmede yardım eder. (Durualp ve Aral, 2014).
- ZİHİNSEL GELİŞİM VE OYUN
Oyun, çocuğun dünyayı ve çevresini keşfetmesine, gerekli bilgileri edinmesine ve merak duygusunu tatmin etmesine olanak sağlar. Oyun ile çocuk mantık yürütmeyi, seçim yapmayı, sebep-sonuç ilişkileri kurmayı, dikkatini toplamayı, kendini bir amaca yöneltmeyi öğrenebilir.
Çocuk şekil, renk, boyut, ağırlık, sayma, tartma, zaman, mekân, uzaklık ile ilgili kavramları, erime, kuruma, buharlaşma, soğuma gibi doğa olaylarını öğrenmeyi, eşleştirme, sıralama, sınıflama, analiz, sentez, değerlendirme, problem çözme gibi zihinsel süreçlerin işleyişini hızlandırmayı, nesneleri tanımayı, tanımlamayı, işlevlerini kavramayı ve kullanmayı oyun yolu ile kazanır.
Oyun en etkili, en kolay ve biçimsel olmayan öğrenme yoludur. Oyun sırasında çocuklar, dikkatlerini yoğun bir biçimde çalıştıkları işe verirler, güdülenirler ve bundan oldukça fazla keyif alırlar. Bu bağlamda oyun öğrenmeye odaklanma aracı olarak kolaylaştırıcı rol oynar. Oyun temelli öğrenme kalıcı ve aktif bir öğrenme yaşantısı sunar. Oyun oynama deneyimi, beyindeki üzüntü, kaygı, öfke gibi olumsuz hisleri ortadan kaldırmaktadır. (Durualp ve Aral, 2014).
- DİL GELİŞİMİ VE OYUN
Oyun, çocuğun sözcük dağarcığını geliştirir, çocuğa rahat konuşma ve düşüncelerini açıklama alışkanlığı kazandırır, soru sormayı, yeni bilgiler edinmeyi, nesneleri, araç-gereçleri tanımayı, adları öğrenmeyi, işlevleri kavramayı ve onları kullanmayı öğretir.
Çocuk oyun sırasında dili; sözlü olarak ifade edilenleri anlama, yeni sözcükler kazanma, duygu ve düşüncelerini anlatma, problem çözümleyebilme, tahminlerde bulunma, bilgi aktarma amacıyla kullanır.
Çocuklar dil ve düşünceyi etkin bir biçimde kullanmayı oyun yoluyla geliştirir. Semboller kullanma, nesneleri, kişileri, durumları zihinde canlandırma ve imgeler oluşturma da oyun sırasında gelişir. Somut işlemlerden soyut düşünmeye doğru geçiş oyunlar sırasında deneyimlenir. (Durualp ve Aral, 2014).
OYUN SIRASINDA ÇOCUK;
- Toplumsallaşmayı öğrenir.
- Toplumsal yaşamda cinsel rolünü kavrar.
- Kendi ve diğerleri kavramlarını kazanır.
- Çaba harcamayı, başladığı bir işi bitirmeyi, zevk almayı öğrenir.
- Kendi hak ve özgürlüklerini koruyabilir.
- Başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermeyi öğrenir.
- Yardımlaşmayı, paylaşmayı, işbirliğini ve birlikte çalışmayı öğrenir.
- Önder ya da üye olmayı, yenme ve yenilmeyi öğrenir.
- Görgü kurallarını öğrenir ve uygular.
- Deneme-yanılma yolu ile doğruyu bulmayı öğrenir.
- İletişim kurmayı, duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi öğrenir.
- Çevresindeki nesne ve canlıları korumayı onlara zarar vermemeyi öğrenir.
- Doğa ve insan sevgisi, yurt sevgisi, ülkeye bağlılık gibi kavramları öğrenir. (Durualp ve Aral, 2014).
- Okul Öncesi ve İlkokul Dönemi Çocukları için Oyun
Çocuklar bu dönemde toplumsal gelişim ve işbirliği ile ilgili (top, seksek, dama, minyatür arabalar), bilişsel beceriler ve algısal hareket becerilerini sağlayan (maketler, yap-boz oyunları) ve yaratıcı anlatım oyuncakları (parmak boyası, kağıt hamuru, karakalem-suluboya ya da pastel boyalarla resimler, oyun hamurları, sessiz sinema gibi oyunlar) ile oynamayı tercih ederler.
9-11 yaşları arasında sorun çözme yetenekleri (karmaşık masa üstü oyunları ve video oyunları), ince-ayrıntılı hareket becerileri (küçük parçalı, karmaşık yap-boz oyunları, üç boyutlu model uçaklar, uzaktan kumandalı araçlar, kumaş boyama, ağaç işleme ve akvaryum bakımı) ve stratejik yeteneklere yönelik oyun ve oyuncaklar (sözcük türetme, monopol, tenis gibi) ilgi alanlarına girmektedir. ( Maden-Ellialtıoğlu, 2005).
EBEVEYNLERE ÖNERİLER
- Anne-babalar çocuğun yaşına uygun oyuncaklar almalıdır. Okul öncesi dönemdeki çocuklara oda setleri, mutfak setleri, doktor muayene aletleri, tahta bloklar, kova tırmık, kürek, resim defteri, boya kalemleri, oyun hamuru, yaşına uygun Lego ve yap-boz alınabilir.
- Oyuncakların yüzeyleri düzgün ve kolay temizlenebilir olmalı; çocuklar için zararlı olabilecek kimyasal maddelerle (boya, vernik, kaplama gibi) kaplı olmamasına dikkat edilmelidir.
- Çocukların yumuşak oyuncaklardan çok hoşlandıklarını sarılma ihtiyaçlarını karşıladıklarını unutmayıp evde pelüş oyuncaklar için yer ayırabilir.
- Oyuncak alırken cinsiyet ayrımı gözetilmemelidir. Yani kız çocuklarına hep bebek, erkek çocuklarına ise araba almak gibi. Çünkü her çocuk değişik oyuncaklarla oynayarak farklı deneyimler kazanır.
- Sağlam ve dayanıklı oyuncaklar almaya özen göstermek gerekir. Özellikle 0-3 yaş arasındaki çocuklara kolayca kopabilecek, (küçük göz, parça, düğmeleri olan) parçaları olan oyuncaklar alırken dikkatli seçim yapılmalıdır.
- Alınacak olan oyuncağın çocuğa zarar verebilecek türde (keskin, sivri uçlu) olmamasına özen gösterilmelidir.
- Çocuğa alınan oyuncak, çocuğun işitme fonksiyonlarını bozacak yükseklikte ses ve gürültü üretmemelidir.
- Farklı tür oyuncaklar almaya özen göstermek gerekir.
- Pahalı ve elektronik oyuncaklardan ziyade çocuğun yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirici oyuncaklar alınmalıdır.
- Oyuncağı çocukla birlikte, onun seçmesine izin verilmelidir.
- Çocuklarla birlikte oyuncaklar üretilebilir. Çocuğun kendisinin yaptığı oyuncak daha çok hoşuna gider ve onunla daha uzun oynayarak zevk alır.
- Özellikle 6 yaşından sonra çocukları yaşlarına uygun sportif faaliyetlere yönlendirmek gerekir. Bu onların fiziksel, zihinsel, sosyal gelişimlerini desteklemek açısından yararlıdır.
- Evde çocuğun oyuncaklarını açık raflarda saklamak gerekir. Kutu, sandık gibi kapalı, çocuğun içine girip kalabileceği yerler tehlikeli olabilir.
DİJİTAL DÜNYADA OYUN VE ÇOCUK
Oyun, fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal becerilerinin geliştirilmesinde eğlenceli ve ilgi çekici bir yoldur. Ancak günümüzde dijital oyunların yaygınlaşmasıyla birlikte, çocukların oyun zamanı, yapılandırılmış aktiviteler ve akademik talepler nedeniyle sık sık kısıtlanıyor. Bu durumda, birçok çocuk oyunun faydalarından mahrum kalıyor.
Teknoloji, hayatın birçok alanında olduğu gibi, çocukların oyun dünyasında da büyük bir rol oynamaya başlamıştır. Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve oyun konsolları, çocukların oyun deneyimlerinde önemli bir yer tutmaktadır. Teknoloji, çocukların eğlenmesini ve öğrenmesini sağlamak için harika bir araç olabilir ancak aşırı kullanımı, sağlıklı çocuk gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, teknolojinin oyun üzerindeki etkisini anlamak ve onu doğru şekilde kullanmak önemlidir.
Dijital oyunların yaygınlaşmasıyla, çocukların oyun zamanlarını kontrol altında tutmak ve dijital oyunların dezavantajlarını azaltmak için bazı önlemler almak gerekmektedir. Bu nedenle, çocukların oynadığı oyunlar oynayarak öğrenmeleri için uygun ortamların oluşturulması ve ebeveynlerin bu sürece destek olması önemlidir.
Teknoloji, oyun deneyimlerini daha eğlenceli, interaktif ve öğretici hale getirmek için kullanılabilir. Örneğin, bir tablet veya akıllı telefon, çocukların öğrenmesine yardımcı olan interaktif uygulamalar içerebilir. Ayrıca, çocukların hayal güçlerini kullanarak yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri dijital resim veya müzik oluşturma araçları da sunabilir.
Teknoloji, dijital oyun deneyimlerine farklı boyutlar ekleyebilir ancak aşırı kullanımı çocukların sağlıklı gelişimini etkileyebilir. Aşırı teknoloji kullanımı, çocukların fiziksel aktivitelerden yoksun kalmalarına ve uyku düzenlerinin bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle, teknolojinin doğru şekilde kullanılması önemlidir. Ebeveynler, çocukların teknoloji kullanımını sınırlandırmak ve oyuncaklarla, kitaplarla ve diğer fiziksel aktivitelerle de oyun zamanını çeşitlendirmek için çaba sarf edebilirler. (Seyrek ve Sun, 2005).
KAYNAKÇA
- Aral, N., Gürsoy, F. ve Köksal, A. (2001). Okul öncesi eğitimde oyun. İstanbul: Ya-Pa Yayın.
- Durualp, E. ve Aral, N. (2014). Oyunun gelişimi ve türleri. Her yönüyle okul öncesi eğitim 3. (Ed: A.B. Aksoy), (s. 231-254). Ankara: Hedef CS Basın Yayın.
- Maden-Ellialtıoğlu, F. (2005). Okul öncesi dönemde oyun ve oyun örnekleri. İstanbul: Ya-Pa Yayın
- Seyrek, H. ve Sun, M. (2005). Okul öncesi eğitimde oyun. İzmir: Müzik Eserleri Yayınları.
- Tuğrul, B. (2014). Oyunun gücü. Oyun. (Ed: A.B. Aksoy), (3-24), Ankara: Hedef Yayıncılık