Her çocuk biriciktir ve kendi içinde özel yetenekler, duygular ve düşünceler barındırır. Çocukların bireysel farklılıklarını fark etmek; onların kendine güvenen, mutlu ve sağlıklı bireyler olarak yetişmesini desteklemektedir (Denham, 2006).
Bireysel Özellikler Nelerdir?
Bizi diğer insanlardan ayıran, kişiliğimizi oluşturan farklılıklara “bireysel özellikler” denir. Bu özellikler genel olarak üç grupta incelenir (Senemoğlu, 2020):
- Fiziksel Özellikler
Boy, kilo, göz ve saç rengi gibi dışarıdan gözlemlenebilen tüm özelliklerdir. Çocuklarımızın fiziksel özelliklerinin büyük kısmı kalıtsaldır; ancak sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktiviteyle gelişimleri desteklenebilir. Çocukların fiziksel farklılıkları nedeniyle kıyaslanmaması, özgüvenlerinin korunması açısından önemlidir.
- Duygusal Özellikler
Aynı olay karşısında farklı bireylerin farklı duygular yaşaması son derece doğaldır. Korkularımız, sevinçlerimiz, öfke, utanç, heyecan gibi duygular kişiye özeldir. Bu yüzden çocukların duygusal tepkileri anlaşılmalı, küçümsenmemeli ve duygularını ifade etmeleri için güvenli bir ortam sunulmalıdır.
- Zihinsel Özellikler
Her çocuğun düşünme biçimi, ilgi alanı, öğrenme şekli ve zekâ türü farklı olabilir.
- Kimi çocuk matematiğe ilgi duyarken,
- Kimi müzikle ilgilenir.
- Kimi çocuk resim yaparak kendini ifade ederken,
- Kimi ise sporla ilgilenir.
Her bireyin güçlü olduğu alanlar farklıdır ve bu çeşitlilik doğal, sağlıklı bir durumdur.
Bireysel Farklılıkları Görmezden Gelmek Ne Gibi Sorunlara Yol Açar?
Eğer bireysel farklılıklar:
- Fark edilmezse,
- Yok sayılırsa,
- Kabul edilmeyip değiştirmeye çalışılırsa,
- Başkalarıyla kıyaslanırsa,
çocuklarda çeşitli olumsuz duygular ve davranışlar ortaya çıkabilir (Çelik, 2017).
Bunlardan bazıları:
- Değersizlik hissi
- Düşük benlik algısı
- Kendine güvensizlik
- Öfke ve saldırganlık
- Aileyle iletişimde kopukluk
- Psikolojik dayanıklılıkta zayıflama
Bu nedenle, her çocuğun kendi gelişim sürecine, ilgi ve ihtiyaçları fark edilerek kabul edici bir yaklaşım sergilenmelidir (Kuzgun, 2004).
Bireysel Farklılıkların ile Empati Arasında Bir İlişki Var mıdır?
Empati, bireyin başka bir kişinin duygu ve düşüncelerini anlayabilmesi ve bu duyguları içselleştirerek ona uygun tepkiler verebilmesidir (Eisenberg & Strayer, 1987). Çocukluk döneminde gelişmeye başlayan empati becerisi, sosyal ilişkilerin temelini oluşturarak olumlu sosyal davranışları desteklemektedir (Denham, 2006). Bu becerinin gelişimi ise büyük ölçüde çocuğun içinde bulunduğu çevresel koşullarla, özellikle aile ortamıyla ilişkilidir.
Araştırmalar, empati becerilerinin gelişmesinde çocuğun kabul gördüğü, sevgi dolu ve destekleyici bir aile ortamının belirleyici olduğunu göstermektedir (Decety & Cowell, 2014). Aile bireylerinin çocukla kurduğu güven temelli ilişkiler, çocuğun duygusal gelişimini doğrudan etkilerken, başkalarının duygularını tanıma ve anlamlandırma kapasitesini de artırmaktadır. Çocuğun duygularının fark edilmesi ve kabul edilmesi, onun da başkalarının duygularına duyarlı olmasını sağlar.
Özellikle bireysel farklılıkların kabul edildiği aile ortamlarında çocukların empatik tepkiler geliştirme olasılığı artar. Kendi farklılıkları kabul edilen ve koşulsuz sevgi gören çocuklar, başkalarının farklılıklarına da daha hoşgörülü yaklaşır ve onları anlamaya istekli olur (Spinrad & Eisenberg, 2009). Bu bağlamda, çocuğun fiziksel, duygusal ve zihinsel özelliklerinin yargılanmadan kabul edilmesi, sadece benlik algısını güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda empati gelişimini de destekleyen önemli bir sosyal öğrenme sürecidir.
Empati becerisinin gelişmesi, çocukların akran ilişkilerinde daha başarılı olmalarını, çatışmaları daha yapıcı yollarla çözebilmelerini ve sosyal kabul düzeylerinin artmasını sağlar (McDonald & Messinger, 2011).
Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarının bireysel farklılıklarını fark etmesi, kabul etmesi ve desteklemesi, yalnızca çocuğun psikolojik sağlamlığına değil, aynı zamanda toplumsal barışa da katkı sunacak bireylerin yetişmesini sağlar.
KAYNAKÇA
- Çelik, V. (2017). Sınıf Yönetimi (9. Baskı). Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
- Decety, J. & Cowell, J. M. (2014). Ahlak ve empati arasındaki karmaşık ilişki. Trends in Cognitive Sciences, 18(7), 337–339.
- Denham, S. A. (2006). Okul olgunluğuna destek olarak sosyal-duygusal yeterlik: Nedir ve nasıl değerlendirilir? Early Education and Development, 17(1), 57–89.
- Eisenberg, N., & Strayer, J. (1987). Empathy and its development. Cambridge University Press.
- Kuzgun, Y. & Deryakulu, D. (2004). Eğitimde Bireysel Farklılıklar. Ankara: Nobel Yayınları.
- McDonald, N. M., & Messinger, D. S. (2011). The development of empathy: How, when, and why. In J. Decety (Ed.), Empathy: From bench to bedside (pp. 149–164). MIT Press.
- Senemoğlu, N. (2020). Gelişim, Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya (23. Baskı). Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
- Spinrad, T. L. & Eisenberg, N. (2009). Empati, prososyal davranış ve okullarda olumlu gelişim. R. Gilman, E. S. Huebner & M. J. Furlong (Ed.), Okullarda Pozitif Psikoloji El Kitabı (s. 119–129). Routledge.